Ölü Zaman Gezginleri adlı öykü dosyasıyla yılında Çankaya Belediyesi ile Damar edebiyat dergisinin düzenlediği yarışmada birincilik ödülü aldı. Yazarın aynca Yalnızlıklar adlı şiirsel metinlerden oluşan bir kitabı, Kayıp Hayaller Kitabı adlı bir romanı, Ben Bir Gürgen Dalıyım adlı bir çocuk romanı ve Harfler ve Notalar adlı bir deneme kitabı vardır. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. Çantam dizlerimin üstündeydi; onu tepemdeki rafa Kapıcı Hasan Seks Hikaye da aşağıdaki bagajın karanlığına, onca sepetin, naylon torbanın ve içlerinde ne olduğu bilinmeyen eciş bücüş bavullarla çu valların arasına koyamazdım. İçinde kitaplarım vardı çün kü, kimselere göstermediğim, herkesten köşe bucak sakla dığım şiirlerim vardı ve annemin babamın uykuya gömül düğü, kardeşimin kolunu bacağım dağıtarak ölü gibi kala kaldığı ve evdeki sessizliğin kalemimin cızırtısına doğru eği lip eğilip duvarlarda yankılandığı saatlerle doluydu o şiir ler; kendimi kalem ucuyla deşmelerimle, kendimi gizli giz li kanatmalarımla, ruhumun çıplaklığı ve çıplaklığımın yor gan altlarında küflenen acemiliğiyle doluydu. Ayrıca, o şiir lerde ben, birkaç yıldır içimde yaşadığını hissettiğim olduk ça sinsi ve silik bir hayvanın varlığını da seziyordum. Her di zede tüyleri vardı sanki, dizeler arasında belli belirsiz ayak izleri ve o gibi, ö gibi ya da a gibi yuvarlak harflerin ortasın da da kocaman kocaman bakan, derin derin gözleri vardı. En önemlisi de, içimdeki o silik hayvana hâlâ sahip olabildiğimi görmenin mutluluğunu duyuyor ve o anda, çantamı dizlerimden indirip yere bırakırsam birden bire eksileceğimi ve kente, yolculuk boyunca yüreğinde bir çantalık boşluk taşıyan, yanm yamalak bir Bedran götürece ğimi düşünüyordum. Otobüs, küçük, loş ve tozlu dükkânlarla çevrili kasaba meydanını geride bırakıp da tek katlı evlerin bahçeleri ara sından kıvrıla kıvrıla ilerlemeye başladığında, içimde baş ka boşluklar açılmıştı oysa ve bu Kapıcı Hasan Seks Hikaye, önümde pofur4 pofur sigara içen şoförün vitesi her değiştirişinde biraz da ha genişlemişti. Kayalıklar arasından çıkıveren uçsuz bu caksız bir deniz gibi tıpkı, ya da, tepeden tırnağa yeşile kes miş alacakaranlık bir ormanda yürürken yürürken ağaçların gerisinde beliriveren, sonsuzluğu parçalanmışlığında saklı, bulutlu bir gökyüzü gibi. Öyle ki, gitgide genişleyen bu boş luklara bakmamak için ben gözlerimi solumdaki dikiz ay nasına çevirmiştim artık ve çevirir çevirmez de, sanki başka bir boşlukla karşılaşmışım da ansızın düşecekmişim gibi, bu yandan sırtımı koltuğa yapıştırırken bir yandan da sımsıkı dizlerimin üstündeki çantaya sarılmıştım. Aynada hâlâ ka saba vardı o sırada ve otobüs ilerledikçe, yol boyunca sırala nan kırmızı kiremitli evleri, iğde kokulu bahçeleri, bahçeler den taşan sessizlikleri ve bu sessizliklerin içinde yüzen, çi çek saksılarıyla dolu, tekdüze pencereleriyle yavaş yavaş ge ride kalıyordu. Kimi zaman, yüzleri dikiz aynasının sarsın tısıyla bozulup dağılmış çocuklar Kapıcı Hasan Seks Hikaye bahçe duvar larının dibinde. Her biri ayrı ayn zamanlarda yaşıyor gibiydi bu çocuklann; kimisi beş, kimisi on, kimisi de on beş yıl ön cesinin çizgilerini, renklerini ve duruşlarını taşıyordu. Duruşlarında bir İngiliz anahtarını babama zamanında ye- tiştirememenin, bir tornavidayı bulamamanın ya da anah tar çantasının paslı mandallarını açamamamn sıkıntısını ta şıyan dikiz aynasındaki bazı çocukların ellerindeyse, motor yağma batmış kirli bezler vardı. Sonra, ansızın şaklayan bir tokadın ardından, alev alev yanan yüzlerini üzüm bağlarının yeşillikleri arasına saklıyordu bu çocuklar; ya da gidip bir evin alacakaranlık odalannda geziniyorlar, sık sık yeri değiş tirilen tabancayı buluyorlar ve onu hayal meyal dokunuşlar la, korka korka okşuyorlardı. Derken, köpüre köpüre akan ve aynada apaçık gözükmeyen uzun mu uzun bir zaman geçiyordu çocukların üstünden ve çocuklar, bahçe duvar ları, yola taşan iğde dallan ve onların yere düşen gölgele ri kendi zamanlarında yaşlanır, kendi zamanlannda oyala nır ve biraz biraz eksilirken, değişmemenin o şaşılası hızıy la birdenbire değişiyorlardı. Giderek kendilerini deneme nin, kendilerini görmenin, kendilerini var etmenin sabırsız lığı bulaşıyordu seslerine; sözcükleri sağa sola bıçak niyeti ne savuruyorlardı, sözcükleri tabanca gibi doğrultuyorlardı boşluğa ve dişileştiriyorlardı onları, dişlerini hırs ve iştah la batırıyorlardı sözcüklerin tenine ve kendi teinlerinin yan kısını arıyorlardı sonra; dokunduklan şeylerde arıyorlardı, baktıkları şeylerde, işittikleri, düşledikleri, bildikleri, bilme dikleri şeylerde Arayışın büyüsüne kapılıyorlardı aradıkça ve aradıkça, dikiz aynasının tozlu derinliğinde gitgide kayy boluyorlardı. Beni tanıyan herkesin gözünde, o gözün derinliğiyle biçilmiş bir Bedran Kasabanın her gü nüne, her saatine, her dakikasına ve her saniyesine kimi yü rüyen, kimi duran, kimi ağlayıp kimi gülen birer Bedran Gene de ben, dikiz aynasında yavaş yavaş kaybolan Bed- ranlardan en güçlü olanının sözgelimi, bir bayram saba hı kasaba meydanındaki minibüsün içine gizlenerek akşa ma dek sessiz sessiz ağlayanın peşime takıldığını düşün mekten kendimi alamamıştım kasabadan çıkarken. Onun önünde bir av gibi hissetmiştim kendimi. Bu yüzden, denetleyemediğim bir irkiliş le ikide bir gözlerimi şoförün tepesindeki aynaya dikerek, uzun uzun yolcuları süzüyordum o gün. Doğrusu, ellerin deki gazeteleri hışırtıyla katlayan, camlardan dışan bakan, mırıltıyla konuşan, başlarını koltuklardan sarkıtarak yolu gözetleyen, ya da uyumaya çalışan yolcuların hiç de avcıya benzer yanlan yoktu. Tedirgin değildiler bir kere, duruşları nı koltukların duruşuna ekleyerek asla gizlenmeye çalışmı yorlardı ve yüzlerinde, avlarından yansıyan buruk gölgeler dolaşmıyordu. Hatta, hiçbirinin bakışı tetikte bile değildi ve hiçbirinin ağzından avcı susuşu sarkmıyordu. Kimilerinin bakışlarında ileriye doğru Kapıcı Hasan Seks Hikaye hazırlığı varmış gibi görü nüyorsa da, bu, otobüsün o yöne doğru hızla gidişindendi. Gene de ben, belki de bilmeden kovalıyorlar beni, diyordum içimden; avcı olduklarından habersizdiler yani, ya da otobü sün ön koltuğunda uzun süre tavşan konumunda kalmakla, avcı olmaya ben zorlayacaktım onlan İçlerinde uyuyan av lanma tutkusu, bir yığın tutkunun arasından sıyrılıp merak la başını kaldırdığında, ister istemez silah kuşanmak zorun da kalacaklardı tabii. Bir türlü dağılmak bilmeyen sıkıntıla rını kuşanacaklardı sözgelimi, kemikleşmiş bakışlarını, ay nı boşlukta aynı dalgalanışlarla tekrarlanan kıpırtılarını, ter kokularım, ten kokularım, dillerini, seslerini ve seslerinde yankılanan kuşkularım kuşanacaklardı; sonra gülünesi yen gilerini, gülünesi yenilgilerini, ardından anılarını, deneyim lerini ve aksayanlarını ve bozulanlannı ve kokuşanlannı ve unutulanlarını kuşanacaklardı Bütün bunlardan önce de, evet en önce, birincil silahlan olan görüntülerini kuşanacak lardı hiç kuşkusuz. Sonra da, daha nelerini kuşanacaklar dı kim bilir? İnsanlar isterlerse her şeyi, ama hemen her şe yi bir tür silaha dönüştürebilirlerdi çünkü. Ava ha zırlandıklarında, silaha dönüştürdükleri şeylerin geride ka lan izlerinden, belki durumlarına uygun birer gerekçe yara tacaklardı daha sonra bu yolcular; gerekçelerin gölgesinden de çeşitli yetkiler çıkaracaklardı kendilerine ve böylece, bü tün silahlar dosdoğru bana yönelecekti. Sigara yakmıştım Parmaklarımın arasından yükselen duman mavi bir tel gibi kıvrıla büküle havada dans ediyor, kimi zaman kaskatı kesiliyor, kimi de ani bir kararla önüm deki şoförün kırışık ensesine doğru yaklaşıp onu boğmaya hazırlanmasına duraksıyordu. İçimde hissettiğim o silik ve sinsi hayvan yavaş yavaş derin bir uykudan uyanıyordu san ki, şimdiden sigaramın dumanını ele geçirmiş, şoförü onun la boğmaya çalışıyordu. Sonuna kadar içmediğim halde, şoför boğulacakmış Kapıcı Hasan Seks Hikaye otobüs yolculann çığlıkları eşliğinde peş peşe taklalar ata cakmış gibi, hemen söndürdüm sigarayı. Kasaba gerilerde kalmıştı artık; şimdi uçsuz bucaksız bir bozkırda, ahlat karaltılarının seyrekleşe seyrekleşe uzaklaş tığı, toprağın ölü gibi yattığı ve kuşlann gökyüzünde savrula savrula kaybolduğu sapsan bir bozkırda, uğultuyla ilerliyor duk. Kimi zaman, yolun iki yanında toprak damlı ıssız köy ler görüyorduk ve bu köyler, kavakların arasından yükse len küflü minareleri, başıboş gezinen ya da güneşli bir duvar dibinde unutulmuş post karaltısıyla yatan köpekleri ve te zek yığmlanyla birlikte arkamızda kalıyorlardı hemen; boz- kmn yüzünde, küçük küçük noktacıklar halinde kaybolup gidiyorlardı. Hiç bitmeyecekmiş gibi uzanan ve güneşin al tında ince ince tüten kapkara bir asfalt yol kalıyordu geriye; bir de eğri büğrü duruşlanyla, haberleşme kolaylığına duyu lan güveni zayıflatan telgraf direkleri
Annem, belki biraz da onun eve dönüşünü garanti altına almak için sabah lan ısrarla uyandmyordu beni. Ben bir ara merakımı yenemeyip, küvete kimin kaç kez girdiğini sormaya kalktıysam da susturulmuş tum. Hakan 24 Y. Tam boşalmak üzereydim ki, "Kolay gelsin! Ağır aksak dans ederken, ben onu izliyordum sürekli Ömür boyu gereksiz bir yük gibi gizlice taşıyor duk bu zinciri, taşımadığımızı sandığımız ve artık iyice ol gunlaşıp ondan kurtulduğumuzu düşündüğümüz zaman larda bile birdenbire ağırlığını hissediyorduk bileklerimizde, birdenbire tenimizde şakırtılannı işitiyor ve hâlâ anne sıcak lığına ihtiyaç duyan küçücük bir çocuğun içimizde kımılda nıp durduğunu görüp ürperiyorduk.
Uploaded by
Roman lolitalarla sex · Otobüste liseli ile seks · Bakire Götümü Taksiciye Siktirdim! Merhabalar benim adım Ali sizlere eski mahallemde yaşayan kapıcı kızı Aygül'le olan aramda geçen o şahane sikişme anlarımı anlatacağım. Benim ismim Hasan, 28 yaşında, boyunda, 64 kiloda, etine dolgun biriyim. Kapıcı seks hikaye · Tecavüz Ettiğim Otostopçuyla Evlendim:)) Arşivler. Kocam sürekli seks. Eşimle 8 sene önce evlendim. Tercihim iki erkekle seks yapmaktir, bundanda çok escort-bayanlar-kizlar.online Hasan. İlk başlarda sekste oldukça tecrübesizlik yaşadım. Bunu bir seks biçimi olarak görüyorum ki gerçekten çok hoslaniyorum.Merve 18 Y. Kalabalığın içinden bazılan, parmaklanın uzatmışlar, uzaklardaki bir noktayı gösteriyor lardı. Dokunduğum her şey ellerimi geri getiriyordu yavaş yavaş, duyumsuyordum onlan, sabah serinliğinde morardıklarını ya da iplerin sürtü nüşleriyle nar gibi kızardıklarım görüyordum. Doğrusu, ellerin deki gazeteleri hışırtıyla katlayan, camlardan dışan bakan, mırıltıyla konuşan, başlarını koltuklardan sarkıtarak yolu gözetleyen, ya da uyumaya çalışan yolcuların hiç de avcıya benzer yanlan yoktu. Bu yüzden, eş yaları neden satın aldığını da düşünmüyordu. Bunlan kullanan insanlar da, kesinti süresince oflayıp puflamışlardı. Kaçmıştı çünkü o, herkesin beklentisini boşa çıkarmış, ku ralları ve alışkanlıkları ayaklarının altına alıp bir güzel çiğ nemiş ve kalabalığı ardında bırakıp o çıplak tepede, tepenin ötesindeki kayalıklarda, kayalıkları sanp sarmalayan yemye şil bir maviliğin ortasında tek başına olabilmişti. Yol parasını verirken de, kedilerinden ay- nca bir ücret istenmediği için sevinirlerdi sanki; bir bana, bir torbaya bakıp incecik gülümserlerdi. Derken, bir gün gene böyle doyumsuz bir gidiş geliş sırasında, Turan dönmedi odaya. Tuncer 28 Y. Zaten, maaş verseler de vermeseler de bir şey değişmezdi onun yaşamında; çün kü nelere ihtiyacı varsa hepsini bir kâğıda yazıp gece bekçi lerinin ya da jandarma erlerinin eline tutuşturuyor, ısmarla dığı şeyler getirilince de, çıkanp parasını vermeden paketle ri kaptığı gibi dosdoğru lojmanına koşuyordu. Sertap 36 Y. Öyle ki, sonunda, insan derisine bürünmüş yorgun bir tav şan gibi hissediyordum kendimi. Ayhan 19 Y. Daha sonra, üçümüz salonda oturmuştuk bir süre. Kaan 32 Y. Can 45 Y. Selami 26 Y. Nazlı, "Abla açıklayabilirim Arabama atladık, o sinirle çok sürmeden evine vardık. Çantam dizlerimin üstündeydi; onu tepemdeki rafa ya da aşağıdaki bagajın karanlığına, onca sepetin, naylon torbanın ve içlerinde ne olduğu bilinmeyen eciş bücüş bavullarla çu valların arasına koyamazdım. Karım gülmüştü bu sözlere, bir yandan da beni öpü yor, ablasını kıskandırmak istercesine gelinliğinin tülleriyle oynuyor ve bembeyaz bir köpük halinde, dalga dalga dizle rimin üstüne doğru yayılıyordu. Ali 26 Y. Browsing latest articles. Yorulurum son ra, onca kişinin gülüşünü bir ağızla gülmekten, onca kişinin gözyaşını iki gözle ağlamaktan ve onca kişinin yüzünü bir yüzde taşımaktan, parmağımı oynatamayacak derecede yo rulurum. Oysa, kaçış anında önemlidir bu konu; havadan taş mı, kurşun mu yağacağını bilip rotanı zı ona göre belirleyeceksinizdir.