ARTI GERÇEK- Türkiye'nin dört bir yanında kadınlar hemen her gün eşleri, sevgilileri, babaları, en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğruyor ya da öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Boşanma davası açan ya da boşanmak isteyen kadınlar, şiddete en çok maruz kalan grubun içinde yer alıyor. Zehra Yılmaz da o kadınlardan yalnızca biri Zehra, 2 çocuklu Ankaralı bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya geliyor. Doğma büyüme Ankaralı olan Zehra sadece ilkokula kadar okutuluyor. Halen resmi olarak evli olduğu erkek kendisinden 6 yaş büyük. Hatta 'durumu kötü, hastaneye kaldırıldı' dediler. Eve gittiğimde yengemi iyi gördüğümde çok şaşırdım. Meğer akrabalarım ve ailem kendi aralarında anlaşmış ve beni o eve gelin olarak göndermiş. Aile evinden hasta bakmaya diye çıktığım amcamın oğluna verilmişim. O gün, bütün hayatımın seyrini değiştirdi. Evden çıktığımda artık benim için çok geçti. Zehra'nın yılında annesi ve köy muhtarının oluruyla resmi nikahı kıyılmış. İki kız kardeş kendi rızaları olmadan çocuk yaşta, babalarının kararıyla istemediği evliliklere zorlanmış. Zehra aylarca evli olduğunun farkına dahi varmamış. Öyle ki evlendirildiği adama 6 ay boyunca "abi" Seks Hikayeleri Küçük Çocuk. Çok değil, bir yıl sonra da Zehra 14 yaşındayken ilk bebeğine hamile kalmış. Sanki bir rüyanın içindeydim. Aylarca eşime yalvardım beni geri eve yollaması için ama bu isteğim hiç gerçekleşmedi. Kendim çocukken bir çocuğa bakmak bana çok korkunç geliyordu. Emzirirken bile korkuyordum. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum. Çocuğun oyuncakları ile oynarken buluyordum kendimi. Çocuktum, hevesleniyordum. Yani kısacası her şey çok zordu. Hiç çocuk çocuğa bakabilir mi abla? Ev işleri, hayvanlara bakma gibi evin birçok işiyle de o ilgilenmek durumunda kalıyor. En ufak bir gerekçe bile benim dayak yememe neden oluyordu. Ama çocuk olduğum için korkudan sesimi çıkaramazdım. Eşimde hiçbir zaman bana sahip çıkmazdı. Ama 3 çocuğum dünyaya geldikten sonra hem onlara bakmak hem de evin bütün işleri ile uğraşmak zor geliyordu. Bir gün artık canıma tak etti ve cesaretimi toplayarak eşime gitmek istediğimi söyledim. İsteğim hemen kabul edilmese de bir şekilde kabul edildi. Ev içinde yaşanan huzursuzluktan dolayı bir şekilde oradan ayrılmayı kabul ettirdim. Zehra çocukluğundan Seks Hikayeleri Küçük Çocuk yana kendisine bir elbise dahi almıyor. Sokaklarda bir kez bile tek başına dolaşamadığını anlatıyor:. Korkumdan onun lafının dışına çıkamazdım. Herkesin arkadaşı olur ama benim hiç arkadaşım olmamıştı, komşuluk kavramının ne olduğunu bilmiyordum. Kıyafetlerimi bile eşim seçerdi ben ise onları giymek zorunda kalırdım. Şu yaşıma kadar kendi isteğimle hiç bir şey alamadım.
Takipteyim : Reply. Uykum iyice açılmıştı ve keyfim de üstelik çok yerindeydi. Günahkarların Anıları. Skip to content Hikâyeniz nasıl başladı? El alem ne der, bir kere bile umurumda olmadı ve hiç olmayacak. Tepkilerine güldüm.
Bu e-kitap hakkında
Bu kitabı bilgisayarınızda, Android, iOS cihazlarınızda Google Play Kitaplar. Kışkırtıcı Öyküler: Seks Hikayeleri - E-kitap yazarı: Buket Kayapınar. Çocuk verdi mendilleri, adın ne dedim. Diyelim evlendirdi devlet el koysun çocuğa. Çocuğun yüzüne öylece güldüm, benle dalga geçiyor zannettim. Ben 17 yaşında bir genç kızım. Her ne kadar kızlığım zorla alınmış olsada kadınım demeye dilim varmıyor. Yüzüme baktı, tayyip dedi. Ne olacak evlenince, başı göğe mi değecek? Ve ben güldüm! Bu mektubu sana yolladıktan sonra hayatımı sona. 'Çocuğunu erken evlendirmesin kimse.Joo Seo Yeon kızımız bir lisede beden eğitimi öğretmeni. Ben söyleyince olmadı, o daha iyi söylüyor. Cüzdanıma baktım 1,50 vardı tam, ver bakalım iki tane dedim. O ev bana cehennem olmuştu ve artık canıma tak etmişti. Önemli olan sağlıklı ve koşulsuz bir yaşam sürdürebilmek. Kitap yazma uygulamaları yazın karşınıza çıkar. Hep babam ne isterse o oldu. Aslında 1yıldızı bile haketmiyor 1yıldız çok bu kitaba eksi 5 yıldız veriyyrm. Bir gün artık canıma tak etti ve cesaretimi toplayarak eşime gitmek istediğimi söyledim. Her şeye rağmen açılacağım sadece şimdi değil, babamdan uzağa gidince. Şöyle ki, bu oturduğum evde ve mahallede ikinci senem. Muhtelemen çok daha fazlasını yapıyordu o kızlar ama ben sadece 13 yaşındaydım. Böğüre böğüre ağladım. Yaptığıma öyle bir pişman oldum ki nasıl parayı verip de sıvıştığımı bilmiyorum. Sokaklarda bir kez bile tek başına dolaşamadığını anlatıyor:. Ama gelmedi. Onkolojinin parkında oturdum. Hatta gittim, pazardan renkli renkli sutyenler aldım. Hiç susmadı o, hep bağırmaya devam etti… Her şeye rağmen kafaya koymuştum. Bu kızı nasıl büyüteceğim diye ağladım. Babamla çok büyük kavgalar ettik. Çayını aldı eline. Dedem biraz harçlık da gönderiyordu. Umabileceğimin en iyisi, bir anda kar yağması ve sokakta kimse kalmaması. İnanıyorum ki o gün gelecek…. Sanki ağabeyim ve babam bana harammışcasına… Babam işten geldiğinde; beni evde açık görmesin diye, nasıl köşe bucak kaçtığımı çok iyi hatırlıyorum. Ben de her akşam salaklığımın utancıyla, belki de insanlığımızın utancıyla kavrulmadan geçebilirim oradan. Gün, genel olarak sakin ve normal geçti… Günlük sıkıntılarımız aynı, bir şeylere daldığı ve tuvalete gitmeyi unuttuğundan bir iki kaza… Öğlen uyku uyumuyor, dolayısıyla akşam 8 gibi uykusu geldiği için arıza moduna geçiyor, ne muzurluk, ne yaramazlık yapacağını şaşırıyor; iki akşamdır fırçasını yiyor; yaptığı hareketin yanlışlığını düşünmesi için odasında bir süre yalnız kalıyor. Şu an üniversitelerin açılmasını dört gözle bekliyorum, 18 yıldır hayalini kurduğum özgürlüğüme kavuşabilmek için. Daha doğrusu o bana bağırdı, ben de susup ağladım. Tişört alalım diye tutturdu.